Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | başarılı bir biçimde | successfully zf. | ||
Tom successfully carried the state with nearly sixty percent of the total statewide vote. Tom başarılı bir biçimde tüm eyaletteki oyların yaklaşık yüzde altmışının desteğini alacak duruma erişti. More Sentences |
||||
Genel | başarılı bir biçimde | happily zf. | ||
Idioms | ||||
Deyim | başarılı bir biçimde | on the crest of a wave expr. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | kolayca ve başarılı bir biçimde yapmak | carry off f. |
Idioms | ||
Deyim | çok başarılı bir biçimde | with flying colors expr. |